Halkların Demokratik Kongresi ‘Çözüm Barışta’ başlığıyla düzenlediği konferansın sonuç bildirgesini açıkladı.
Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerin de ele alındığı konferans sonuç metninde, “Toplumsal müzakere yolunu açabilecek, sorunun özneleri ve muhataplarıyla birlikte anılması ve tüm toplumsal öznelerin söz alması, olanakları yaratabilecek her gelişmenin, gerisinde hangi niyetler, getirdiği hangi zorluklar ve riskler olursa olsun onurlu bir barışa, adaletli bir ortak varoluşa yaklaşma amacıyla değerlendirilmelidir” denildi.
Barışı inşa etmek için toplumsallaştırmak gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, tüm kesimlerin içerisinde yer almadığı durumlarda çözümün sekteye uğrayacağına dikkat çekildi.
‘TÜM HALKLARIN KENDİLERİNİ ÖZGÜRCE İFADE EDECEĞİ SİSTEM İNŞA EDİLMELİ’
“Kürt sorununda demokratik çözümün sağlanması sadece Kürt halkının meselesi değildir. Bu coğrafyada yaşayan tüm halkların, kadınların, gençlerin, emekçilerin, yaşam alanı savunucularının, tüm ezilen ulusların ve inançların meselesi olmalıdır” tespiti yapılan açıklamada, “Bugün tarihi, onurlu bir barışı inşa etmenin yolu, geçmişle ve hakikatle yüzleşmekten; Kürt halkının varlığını, dilini, kültürünü yasal olarak kabul etmekten geçmektedir. İmha, inkâr, asimilasyon politikalarına son verilerek tüm halkların kendilerini özgür ve eşitçe ifade edeceği bir sistem inşa edilmelidir. Bu anlamıyla ortak vatanda demokratik yaşam, tüm halklar için bir kurtuluş modelidir. Demokratik cumhuriyet, tüm halkların ortak iradesiyle demokratik bir yönetimi inşa etmenin yoludur.”
‘SÜRECİN KÖTÜYE KULLANILMASINI ÖNLEYEBİLİRİZ’
Sürece ilişkin değerlendirmelere de yar verilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Hiçbir emperyalist ya da bölgesel gücün, hiçbir ulus-devletin nihai çıkarları özgürlük ve eşitliğe dayalı adil bir barışta olmadığı için bu kazanım ancak bir ezilenler ittifakıyla sağlanabilir. Egemenlerin hesapları değiştiğinde müzakere zemininin ortadan kalkmasını da sürecin muhalif güçleri birbirinden uzaklaştırmak, ülke içinde otoriter, bölgede emperyalist ya da alt-emperyalist tasarımlar önündeki dirençleri zayıflatmak amacıyla kötüye kullanılmasını da Kürt halkını yalnız bırakmayarak, barış talebini tüm ezilenlerin, yani toplumun büyük çoğunluğunun talebine dönüştürerek önleyebiliriz. Bunun için diyalog ve müzakere hareketleri örgütleyebiliriz.
Barışın adil, toplumsal, demokratik bir içerik kazanması, tüm demokratik mücadele güçlerinin barışın toplumsallaşması ödevini layıkıyla yüklenmesiyle mümkündür. Kürt barışı da ancak bu görevlerin başarıyla hayata geçirilmesi durumunda ezilenler ve halklar lehine tarihsel katkılar sunacaktır. Konferansımız, toplumsal muhalefetin Barışa dair rolünü oynayacağına olan inancını koruyor ve çağrısını yineliyor: Halkların eşit ve özgür yaşamı yolunda, çözüm barışta.”
(HABER MERKEZİ)
More Stories
Düzce’de 500 Öğrenci Valiyle Buluştu
CHP Parti Meclisi toplantısı sona erdi: Gündem ön seçim
İsrail polisinden Doğu Kudüs’te kitapçılara baskın: 2 Filistinli gözaltında